Bu şehre ilk geldiğim günü hatırlıyorum da saatlerce ağlamıştım sevdiğimi Ankarada bırakmanın verdiği acıyla ve otobüsten indiğimde bir valizimle kalakalmıştım terminalde ve geri dönmek için sevdiğimi aradığımda sabret dene bir iki hafta baktın olmadı gelir alırım seni ordan demişti bana ve biraz rahatlamıştım ve inanılmaz güvende hissetmiştim kendimi birkaç gün sonra da yavaş yavaş alışmaya başlamıştım bu şehre. Sevdiğim canım canyoldaşım yanımda olmasada her an yanımdaymış hissini yaşattı bana her türlü desteğiyle sevgisiyle koruyup kollamasıyla her geçen gün daha çok sevdirdi bu şehri bana.
Resimde görülen yer Nasrullah Meydanı ve Camisi bir rivayete göre bu meydandan su içen yine dönüp dolaşıp gelirmiş Kastamonu´ya ilk zamanlar ağzımı bile sürmezdim bir daha gelirsem korkusuyla ama bu defa tekrar döneyim diye kana kana içtim suyundan. Aaaaaaaah ah resmi görünce yine içim burkuldu Kastamonu´da geçirdiğim kısa ama çok dolu iki yılı bu evde geçirmiştim ve yıllar sonra yine geldim evimin önüne sadece resim çekmeye.
Burası da Kastamonu´nun meşhur kambur köprüsü yine aynı rivayet olmalı ki bu köprünün ortasında iki duvar var ve o iki duvar arasından geçende bu şehirden bir daha çıkamazmış ben bu defa da hiç geçmedim oradan ya bir daha bu şehirden çıkamazsam korkusuyla çünkü ben Kastamonu´ya sadece anılarımı tazelemeye gitmeliydim sürekli yaşamaya değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder